4 Kasım 2012 Pazar

O’na (sav) benzeme çalışmalarında çocuk maddesi!


 

Epeydir “alayım” diye zihnimin bir köşesinde duran bir kitaptı. Bu hafta acil bir kitap siparişinin arasında ona da yer verdim. İlk okuduklarımdan biri oldu, gelen kitapların içinde. 

Kitap sade, mavi bir kapağa sahip. Sayfa sayısı az (44. baskı, 144 sayfa). Okunuşu oldukça kolay ve rahat. Kısa kısa, çoğu zaman tek sayfalık bölümlerden oluşuyor.

Yukarıda yazdığı gibi kitap tam 44 baskıya ulaşmış Şubat 2012’de. Her baskıda kaç kitap yayınlandı bilmiyorum ama yine de oldukça önemli bir rakam bu. Tabi kitabın içeriği düşünülünce pek de şaşırmıyor insan. Öyle güzel bir kitap. Neden derseniz…

Kitabın adından da anlaşılacağı gibi, kahramanı Peygamberimiz ve çocuk olan, asrı saadetteki hemen her olay içerikte var. O dönemde Peygamberimiz ve çocukların ilişkisi nasıldı, neler yaşanmıştı diye merak ediyorsanız bu kaynak derli toplu biçimde size hepsini sunuyor.

Kitap akademik bir çalışmadan ziyade, tatlı bir sohbeti andırıyor. Yine de alıntılanan her olayın kaynağı zikredilmiş. Bu açıdan elinizdeki eserin sağlam, güvenilir bir kaynak olduğunu da biliyorsunuz. Bununla beraber sadece çocuklar ve Peygamberimizle ilgili olayları değil yazarın bu olaylar neticesinde dile getirdiği bazı yorumlar, göndermeler, işaretler de mevcut. Ben asıl o noktaların da kitaba zenginlik kattığını ve bu tür diğer çalışmalardan ayırdığını düşünüyorum. Yazarın bu katkıları ve üslubu, hem sizi sıcak bir sohbet ortamında hissettiriyor hem de romantikliğe kapılmadan, gerçekten hadise üzerine düşünmenizi, dersler çıkarmanızı sağlıyor. Sadece tarihsel bir metin değil de, ete kemiğe bürünmüş bir davranış, bir görüş buluyorsunuz kitapta. Farkındalık kazanıyorsunuz.   

 
Bakışla eğitim

Mesela sadaka hurmalardan almaması için torunu Hz. Hasan’ı bakışlarıyla uyarız Peygamberimiz. Çoğu Türk insanın hatırına, gözlerini ağartmış, belertmiş bir ifade geliyor olabilir mi? Yazar ise burada bize şu uyarıyı yapıyor: Bakışla eğitim için çocuğa her zaman sevgiyle bakmak gerekir ki, çocuk bakışın değiştiğini fark edebilsin.

Her zaman kendisine olumsuz bakılmaya ya da bağırılıp azarlanmaya alışmış bir çocuk bakışla eğitilemez.

Çünkü o çocuğun şahsiyeti, yara almıştır. Hırpalanmıştır. Yaralı bir şahsiyet eğitim tedavisine zor cevap verir.

Büyükleri tarafından şahsiyeti hiç zedelenmemiş bir çocuğa, bakışla eğitim yeterli olabilmektedir.

 İşte asıl alınması gereken nokta bu. Yoksa kolaycılığa kaçıp, çocuk her hata yaptığında ona karşı gözlerini ağartmayı çocuk terbiyesi olarak zihnimize kazımak hatasına düşebiliriz. Tıpkı Peygamberimizin çocukları dövün dediğini zannetmek gibi.

Yazar başka bir bölümde doğan çocukların cinsiyetine değil de, “yaratılışın tam” olmasına dikkat ettiğini bildiriyor, Peygamber Efendimizin. Güzel haber sonrası da Rabbine şükrediyor elbet Alemlerin Efendisi. “Belki de unuttuğumuz bu teşekkürleri, çocuklarımızdan göremediğimiz teşekkürlerle hayatımızda yaşarız. Eksik olan kulluğumuz çocuğumuzdaki eksik eğitimle çıkar ortaya.” Diye ekliyor yazar.

Yazarın diğer kitaplarını merak edenler şuraya bakabilir.
 

Kitabın Adı: Peygamberimiz Çocuklara Nasıl Davranırdı?

Yazan: Nuriye Çeleğen

Yayınevi: Nesil, 2012, 144 sayfa
 
Rabia Gülcan Kardaş yazdı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails