12 Haziran 2014 Perşembe

Teknolojiyi Kenara Bırakalım

Teknolojik Sınıf

Sabahın ilk dersinden önce toplanmaya başlayan öğrenciler, akıllı telefonlarını birer birer ortadan kaldırıyorlar. İlk ders matematik. Öğretmen akıllı tahtayı düğmesinden kapatarak karatahtaya tebeşirle düzgün daireler çizmeye başlıyor. Öğrenciler ise bir taraftan ellerindeki kağıtlarla karmaşık şekiller keserken, bir taraftan da eski moda plastik hesap makinelerini kullanarak denklem çözüyorlar. Bu öğrencilerin bir kısmı dünyanın en başarılı öğrencileri arasında. Burası Helsinki’de bir devlet okulu.
“Finli öğrenciler ve öğretmenler, uluslararası eğitim sıralamalarının en tepesinde yer almak için hiçbir zaman laptoplara ya da iPad’lere ihtiyaç duymadılar” diyor Finlandiya Eğitim Bakanı Krista Kiuru. Bu şaşırtıcı açıklama, Amerika’daki eğitim reformcularının sürekli vurguladıkları ve savundukları düşüncenin tamamen zıttı. Amerika’da, Başkan Barack Obama’dan en alttaki yetkiliye kadar herkes, okulların geliştirilmesinin ve iyileştirilmesinin yolunun yüksek teknolojiden geçtiğini söylüyor. Eğitim teknolojilerinin ülke çapında yaygınlaştırılması için yaklaşık 4 milyar dolar bütçe ayıran Obama yönetimi, okullara yüksek teknoloji altyapıları kurmaları için sürekli baskı yapıyor

Yüksek teknoloji yüksek başarıyı getirmedi

 

Bu eğitim felsefesiyle yola çıkan Obama yönetimi, ülke çapındaki tüm okullardaki öğrencileri milyar dolarlık tabletlerle, laptoplarla ve iPod’larla donatmayı başardı. Obama, Amerikalı öğrencileri dünyadaki öğrencilerle rekabet etmeye hazırladığını söyledi. Bunun için tüm öğrencilerin yeni teknolojilerin sunduğu interaktif ve bireyselleşmiş öğrenme deneyimlerine ihtiyaç duyduklarını açıkladı.
Ancak sonuç hiç de bekledikleri gibi olmadı. Sınıflarında çok az teknoloji kullanmalarına rağmen Finli öğrenciler, uluslararası testlerde Amerikalı öğrencilerden defalarca daha yüksek performans gösterdi. 2001 yılında Finlandiyalı öğrenciler PISA testlerine göre dünyanın en başarılı öğrencileri oldular. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün 2003 tarihli bir raporunda ise Finlandiya, Amerika dahil 31 ülkeyi geride bıraktı. Okuryazarlıkta birinci sırayı alırken, matematik ve fen alanlarında ilk 5’e girdi. Amerika ise ancak listenin ortalarında yer aldı.

Üstün gelmek yerine kendini geliştirmek

İskandinav ülkesi Finlandiya sınıflarda yenilikçi öğrenme tekniklerini uyguluyor. Üstelik bunu genellikle teknolojiyi işin içine dahil etmeden yapıyor.
Amerikalı öğretmenler çocukları rekabete iterken, Finlandiya’nın eğitim sistemi tamamen ters yönde ilerliyor. Az nüfuslu bir ülke olan Finlandiya, çok rekabetçi bir ruha sahip değil. Gerek yetkililer gerekse öğretmenler, eğitim sistemlerinin dünyanın en iyileri arasında yer almasından büyük şaşkınlık duyduklarını dile getiriyorlar. Ayrıca Fin kültüründe diğerlerinden üstün gelmeye çalışmak yerine kendini iyileştirmek düşüncesi hakim. Tıpkı son dönemde uluslararası sıralamalarda Finlandiya’nın önüne geçmeyi başaran Asya kültüründe olduğu gibi.

Finlandiya sınıflarında hayat teknolojik değil

Dünyanın en başarılı ülkesi ünvanını kazandıktan sonra Finlandiya, zamanla sıralamalarda geri düşmeye başladı. Okuryazarlıkta 5, matematikte 12 ve fende 5’inci sıraya geriledi. Ancak hala OECD’ye ait 14 ülke arasındaki sıralamalarda en üstlerde yer alıyor. En son PISA sıralamasında 18 eğitim sistemi – Finlandiya dahil- Amerika’yı okuryazarlık, matematik ve fen konularında geride bıraktı.
Ülkenin en modern okullarında bile Finli öğrenciler, sınıflarda en son model eğitim oyunlarını oynamıyorlar. Üst sınıflarda olup okullarından birer laptop alan öğrenciler bile kendilerine aksi söylenmediği sürece bilgisayarlarını evde bırakıyorlar. Okula bilgisayarlarını getirmelerini gerektiren durumlar ise oldukça seyrek gerçekleşiyor.
En son PISA sonuçlarına ve Avrupa Komisyonu tarafından yapılan bir çalışmaya göre Finlandiya’da okullarda ortalama her 5 öğrenciye bir bilgisayar düşüyor. Amerika’da ise bu oran, bölgelere göre değişim gösterse de, neredeyse birebir.
Finli öğretmenler ve öğrenciler eğitim teknolojilerini diğer Avrupa ülkelerinden de çok daha az kullanıyorlar. Örneğin 8’inci sınıftaki Finli öğrencilerin, okul bilgisayarlarını Avrupa’da en az kullanan öğrenciler olduğu belirlenmiş. Avrupa’daki 4’üncü sınıf öğrencileri arasındaki genel bilgisayar kullanımı yüzde 29 iken bu oran Finlandiya’da yüzde 20’ye düşüyor.
Finlandiya’nın başarılı eğitim sisteminin sırrını anlamak için ülkedeki okulları görmeye gelen ziyaretçiler sınıflarda yaygın bir yüksek teknolojiyle karşılaşmayı bekliyor. Oysa Finlandiya sınıflarında hayat teknolojik değil, aksine oldukça sıradan. Yani, Finlandiya eğitim sisteminin başarısını, Amerika’nın iddia ettiği gibi teknolojiden almadığı kesin. Kısacası sınavsız, rekabete dayalı olmayan, gücünü özgür öğretmenlerden alan bu başarılı eğitim sisteminden öğrenecek şeylere bir yenisini daha ekleyebiliriz.
Çeviren: Demet Sunar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails